28 Ağustos 2012 Salı

aH iKi GöZüM aH

...aH iKi GöZüM aH....



Bir acının çağlayanına düştük iki gözüm 

bir uçurum kıyısına 
tutunduğumuz dallar incecik kırıldı kırılacak 
ne halden anlayan oldu ne de soran hatırımızı 
nasıl da acıyor hayatımız bir bilseler 
bir bilseler neden hüzün yüklü bakışlarımız 
kır düşmüş saçlarımız 
umudun siyaha büründüğü yerdeyiz 
kimse bilmez kimiz biz, adımız ne, nasılız, nerdeyiz? 


kalmadı bir anlamı artık hayatımızda aşkın, ayrılığın 
açan gülün, düşen yaprağın, akan ırmağın 
sonbahar rüzgarları esiyor şimdi gönül ülkemizde 
hayatın ıstıraba dönüştüğü yerdeyiz iki gözüm 
Kimse bilmez kimiz biz, adımız ne, nasılız, nerdeyiz? 

gözlerimizdeki bulutları kovsak 
kirpiklerimiz yağıyor yüreğimize 
kirpiklerimizi bağlasak 
kimsesizliğimiz tıkanıyor boğazımıza 
kedere aralanan kapıdır şimdi zaman 
damarlarımızda kıvranan ihanet acısı iki gözüm 

zaman değişti iki gözüm 
hangi ağzı öpsek kokuyor 
hangi duvara yaslansak çürük 
her gece böyle uykusuz, yorgun, viran 
yüreğimiz kanıyor, yanıyor ciğerimizín ortası 
bir ömürdür yorgunuz yollarda, 
yaralıyız 
Kimse bilmez kimiz biz, derdimiz ne neden karalıyız 

hangi adaya sığınsak ihanet 
sarı fırtınalar sarıvermiş kıyılarımızı 
suyu çekilmiş ırmaklar gibi 
her dalga ömrümüzden bir şeyler kopardı iki gözüm 
hiç bir liman saklamiyor bizi artık 

bu dünyada yönünü yitirmiş iki kırık tekneyiz 
denizi kirlenmiş martı, 
nereye uçsak uçurum 
zehirli oklar saplanıyor kanatlarımıza 

gözlerimiz hüznün teknesi 
hangi adaya sığınsak ihanet 
hangi dala konsak kış 
ne yana dönsek bir yanımız küs 
ne yana dönsek yağmur hıçkırıkları 
kime baksak gözleri öksüz 
aynalarda paramparça yüzümüz 
yüregimize batıyor kırıkları 

baharlara sevdamızı, dağlara hayrkırımızı duyuramadık 
dokunamadık kanadı kırık güvercinimize 
unuttuk içimizdeki umutların beyazlığını 
mavileri, yeşilleri, alları unuttuk 
sonu olmayan bir yolda gidip geldik bir ömür 
bir çöl akşamında kararıp kaldı düşlerimiz 

oysa uzak dağbaşlarına yazmıştık umutlarımızı 
denizlere, dalgalara, firtınalara, 
upuzun ırmaklara yazmıştık sevdalarımızı 
ki, kanatları sevdalı iki güvercindik mavi göklerde 
vurulduk işte yaşama tırmanırken sevinçle iki gözüm 

vurup göğsümüzden mülteci kuşları 
hançerleyip ömrümüzü gidemedik buralardan 
en çok temiz kalmak isterken kirlendik iki gözüm 
vurulduk işte ah iki gözüm vurulduk 
yaralandıkça yaramızı güneşle sardık 

zaman gelip geçti bütün baharlar geride kaldı, bütün keşkeler anlamsız 
ömrümüzde hep yıkıntılar, depremler, kararan mevsimler geçti 
geçen bütün mevsimleri beraber sırtladık temiz yarınlar adına 
bir gün öpüp hayatı yaşlı gözlerinden 
toplayıp pılımızı, pırtımızı çekip gideceğiz bu diyardan üzülme 
varsın özlemlerimize ihanet etsin hayat
sayki, acıklı bir flimdi seyrettik bítti
beceremedik ne yaşamayı, ne gülmeyi, ne de ölmeyi deriz şu yalan dünyada… 


Nuri Can

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder